Posted by: heart4kidsadvocacyforum | December 31, 2025

Turkish-Kafamda Bir Konuşma-#2

Herkesin kim olduğunu ve bizden beklentilerini bildiğini sandığı “Mesih” kimdir?

“Ruh” konuştuğunda, ben “dinler ve yaparım”!

Bu  durumun “ruhumda” neden ortaya çıktığını hiç bilmiyorum, ama birkaç gündür peşimden geliyor.  Benimle “Büyük Ruh” arasında büyük bir sohbet oluyor, hissettiklerimde bir tür rahatsızlık titreşim var gibi görünüyor.  Her gün bu konu ortaya çıktığında, “Fiziksel hayatında kim olduğu” ve bugün “ruhsal hayatında” kim olduğu hakkında daha fazla gerçeği bulmak istememi sağlayan başka bir yön ortaya çıkıyor gibi görünüyor. 

Şunu netleştirmek isterim ki, İsa ile olan ilişkim kişisel ve Yahudi-Hristiyan bir evde, babam Mesih’in Birleşik Kilisesi-Cemaatsel din adamı olarak atanmış olsa da, çocukken Mesih ile bu kişisel ilişkiye kendi başıma girdim.  Bu, ruhuma yerleşmiş ve kim olduğumun en saygılı ve kutsal parçasıdır.  Hayatımı yaşadığım çok sade ve iletişimsel bir ilişki.  Bu, hayatımı nasıl gördüğümü ve yaşadığımı şekillendirdi.  Sözlerim ve davranışlarım o ilişkiyle uyumlu.  O ilişkiden aldığım sevgi ve ilgiyi tarif edemem, sadece bu hayatımda karşılaştığım her zorlukta deneyimlendim.  O’nun rehberliğini takip etmek ve O’nla görüşmek, beni ayakta tutan taş oldu.  O’nun benimle ve hayatımda benim için nasıl çalışabileceğini görüyorum.  O’nun sevinç ve bolluk dolu bir hayat yaşamamızı istediğini hissediyorum, ama başkalarının pahasına değil, bu yüzden medeniyetimizin bu döneminde, O fazlasıyla rahatsız olmuş (ve biliyorsunuz ki Sinirlenebilir) İnsanlığımızda tanık olduğu şeylerle bağlı olmaya uygundur.  

Bugün aklıma gelen şey – “İsa olmadan Hristiyanlık olmaz, ama Hristiyanlık olmadan Mesih vardır.”  İsa bir kilise kurmadı; Bir yaşam tarzını ateşledi.  Kilise, bu hareketi yönetmek, baskı yapmak ve kontrol etmek için daha sonra inşa edildi.  Kurumların gücü koruduğu çok açık olur, ancak hareketler “Gerçeği” korur.  Bir hareket bir din değildir.  Başlangıçta bu hareket “Yol” olarak adlandırılıyordu.  Hareketin odağı, yoksullara ve hastalara önem veren, sevgi ve misafirperverlikte radikal olan, şiddetsizliğe inanan, sınıf ve cinsiyet arasında eşitlik olan ortak bir hayattı ve aslında kadınlar, en erken İsa hareketinde lider, tanık ve ev topluluklarının sunucusu olarak merkez bir hayattı. Onlar adaleti yaşadılar.  Bu hareket, öğretiyi değil, öğrenciliği temsil ediyordu. 

“The Way”e nasıl geri dönebiliriz?  İsa’nın bizden beklentilerinin gerçeğini nasıl ararız ki barış, sevgi, lütuf, merhamet, neşe ve şefkati içeren bir yaşam kalitesini yaşasak mı?  Her birimizin “yerine getirmemiz gereken ilahi bir kaderi” var ki, bu da Mesih’in bildiği dünyaya getirecek ve “Tanrı”, “Büyük Ruh”, “Tek Kaynak”ın bize miras almayı amaçladığını bildiği bir kader?  Açık olun, “İbadet Evleri” olmamalıyız demiyorum, ama gerçek ve İsa’nın uğruna öldüğü ilkelerden yoksun ibadet “İsa” olmadan Hristiyanlıktır!

Bu yeni yıl, Mesih hakkında daha fazla gerçeği ve bilgiyi inceleyip arayacağım, kalbinin arzuları neler olduğu için; eğer paylaşmaya çağrılırsam, paylaşacağım ve sadece kendi ruhsal evrimim için O’nun iradesi olacak. 

İnancımın temel taşı olan o ilahiyi her zaman sevdim-

“O beni nereye götürürse, ben de takip edeceğim,

O beni nereye götürürse, ben de takip edeceğim,

O beni nereye götürürse, ben de takip edeceğim,

O’nun, O’nun yanında, sonuna kadar gideceğim!

Bence bu, harika bir keşif ve anlayış yolculuğu olacağını düşünüyorum!


Leave a comment

Categories